Ana içeriğe atla

Mert Günok o kurtarışı nasıl yaptı? Tarihi anın anatomisi... 'Tesadüfen gerçekleşmedi, kurtarabilmesinin sebebi...'

Mert yıllar önce anlattı, uzman isim yorumladı, Schmeichel analiz etti
Mert Günok o kurtarışı nasıl yaptı? Tarihi anın anatomisi... 'Tesadüfen gerçekleşmedi, kurtarabilmesinin sebebi...'

Türkiye, Avusturya karşısında yoğun yağış altında, en az yağmur kadar yoğun gelen atakları savurmaya çalışarak 2-1'lik üstünlüğünü korumaya çalışıyor... Dördüncü hakem kıpkırmızı “4” yazan tabelayı kaldıralı tam da dört dakika olmuş... Yani oldu, olacak. Kronometrede 93. dakikanın 50 küsürüncü saniyeleri akabildiği kadar ağır akıyor. 93:59'da Christoph Baumgartner'in yakın mesafeden yaptığı vuruş “Eyvah” dedirtiyor ancak Milli Takım'ın deneyimli kalecisi Mert Günok, yerden sekerek gelen topu inanılmaz bir şekilde kornere çelmeyi başarıyor...

Mert, belki de turnuvanın en iyi kurtarışını yaparak Türkiye'yi, Euro 2024'te son sekiz takım arasına taşıdı. Yerli yabancı neredeyse tüm futbolseverlerin aklına İngiltere'nin efsanevi kalecisi Gordon Banks geliyor. İsminden yola çıkan futbolseverler ona “İngiltere'nin en güvenilir bankası” lakabını uygun görüyordu. Banks, birçoğuna göre futbol tarihinin en iyi kurtarışını 1970 Dünya Kupası'nda Pele'nin kafa vuruşunda yapmıştı.

Mert Günok'un performansını The Athletic için değerlendiren kaleci antrenörü ve eski kaleci Matt Pyzdrowski, “Abartmıyorum, gördüğüm en iyi kurtarışlardan biriydi. Böylesine önemli bir anda, ıslak zeminde seken topu kurtarması sansasyoneldi” ifadelerini kullanıyor.

The Athletic'e kaleci analizleri de yazan Pyzdrowski, “Mert Günok'un Avusturya'ya karşı 95. dakikada yaptığı kahramanlığı analiz ediyoruz” başlıklı analizinde şunları söylüyor:

Günok'un kurtarışında, yalnızca saatlerce süren ve sürekli bir çalışmayla inşa edilebilecek içgüdüsel bir farkındalık düzeyi var. Topa doğru kendini atarken yaptığı hareketler ve topla etkileşimi, yalnızca antrenman sahasında harcadığı sayısız saatler sayesinde yapılabilir; kendini tam olarak doğru zamanda doğru yere koydu. Bu kurtarış tesadüfen gerçekleşmedi.

Top havada süzülürken Mert önce vücudunu çevirdi ve topa odaklanarak kaleye doğru üç hızlı adımla pozisyonunu belirledi. Bu önemliydi zira saniyenin çok küçük bir kısmında gerçekleşen bu adımlamalar sayesinde topun uçuşunu ve yörüngesini ve aynı anda nihai varış noktasını tahmin edebildi. Sadece bir an bile tereddüt etseydi, gol olurdu.

'Bu kurtartışı yapabilmesinin en büyük sebebi...'

Günok topu çıkıp alamayacağını orta yapılır yapılmaz anladı ve önündeki alanı hızla taradı. Baumgartner'ı arka direkte tek başına gördü ve gözünü toptan ayırarak Baumgartner'ın beklenen vuruş noktasına odaklanmaya başladı.

Pyzdrowski, “Bir kalecinin gözünü toptan ayırması kulağa garip gelebilir ama Günok'un bu kurtarışı yapabilmesinin en büyük sebebi bu” ifadelerini kullanıyor.





Topun sekeceği yeri önceden tahmin ederek uçuşunun tamamı boyunca topu takip edebildi, ayaklarını zeminle neredeyse sürekli olarak temas halinde tuttu ve reaksiyonunu kusursuz bir şekilde ayarladı. Eğer gözünü sadece topta tutsa ve Baumgartner'ın vuruşundan sonra topun yere sekmesiyle tepki vermeye çalışmış olsa, mükemmel reflekslerine rağmen topa zamanında ulaşabilmesi pek olası değildi.

Burada gözüyle gördüğü bilgiyi işleme deneyimi ön plana çıkmakta. Ortanın hızı, önünde seken top ve Baumgartner'ın vücut şekli topa doğru yapabileceği en doğru hamlenin ortanın geldiği tarafa yani kendi sağına atlamak olduğunu gösteriyordu. Sınırlı süresi olduğu için daha küçük bir adım attı çünkü sağına doğru daha büyük bir adım atacak zamanı da mesafesi de yoktu. Bu sebeple sağ bacağını kırarak, ağırlıklı olarak dış ayağından yani sol ayağından güç alarak topa doğru gitti.

Zamanın adeta durduğu o an. Bir an sonra Mert topu çelecek, Merih, Abdülkerim ve Okay'ın gözlerindeki endişe coşkuya, Arnautovic ve Gregoritsch'in gözlerindeki heyecan ise hayal kırıklığına dönüşecek. Fotoğraf: Getty

Tüm gücüyle patlayıcı bir şekilde sağına doğru atıldı, vücudunun her bir santimini kullandı ve topu çelmeyi başardı. Yani aslında Mert Günok'un ayak hareketlerindeki ustalık, elleriyle imza attığı mucizenin temelini oluşturdu.

Mert Günok kurtarışının sırrını kendi anlatıyor...

Bunların üzerine Pyzdrowski, Mert Günok'un yaptığı kurtarışta topun yerden sekmesinin işi neden bu kadar zorlaştırdığını da anlatıyor:

“Bir top önünüzde sektiğinde, artık kaleye doğru tahmin edilebilir bir yolu olan bir topla değil, yön değiştirebilen ve sektikten sonra yüksekliği değişebilen bir topla uğraşıyorsunuz. Bu anlarda bir kalecinin genellikle iki hareket yapması gerekir ve bu, Baumgartner'ınkine benzer şutların çok zor olmasının da en büyük nedeni. Kalecinin önce aşağı doğru hareket etmesi ve ardından top çimlerden sektiğinde yukarı doğru sıçraması gerekiyor -tüm bunları yaparken aynı anda vücudunu yanlara ve öne doğru hareket ettirerek şutu bloklaması gerek.”

Mert Günok ise yaklaşık 4 yıl önce Sunay Akın'ın YouTube kanalındaki “İşte O Çocuk” programına konuk olduğunda yağmurun kendisi için bir avantaj olduğunu ifade ediyordu. Akın kendine has üslubuyla “Maç başladı ve yağmur yağıyor... Ne hissediyorsun?” sözleriyle sahneyi hazırlarken Mert şu cevabı veriyordu:



“Benim en sevdiğim havalardır aslında yağmurlu havalar. Kuru sahadansa ıslak sahayı her zaman tercih ederim. Çünkü ıslak bir sahada topun nasıl geleceğini çok rahat bir şekilde tahmin edebiliyorsunuz. Defansın arkasına atılan top yere sektiği an bana daha hızlı gelecek. Ona göre kendimi daha iyi ayarlayabiliyorum. Atılan bir şut sektiği zaman o kayma hızını hesaplayabiliyorum. Ama kuru sahada topun dönüş açısına göre o topun yere çarptığında ne tarafa döneceği belli olmuyor.

Bir defansın arkasına atılan, tabiri caizse oyuncunun topun dibine girerek attığı bir top o yere çarptığında kalıyor kuru sahada. Ama ıslak sahada sana doğru geliyor. Ve sen kuru sahada topa çıktığın zaman bir anda arada kalabilirsin. Forvet oyuncusu senden daha önce topla buluşabiliyor. Ki daha önce böyle gol yemişliğim de vardır. Islak saha benim için her zaman daha iyi.”



Bu konuya ilişkin bir başka yorum da efsanevi eski kaleci Peter Schmeichel'dan geldi. Mert'e övgüler yağdıran The Great Dane lakaplı Danimarkalı şunları dile getirdi:



“Aman Tanrım! Bu kurtarışı yapmak için öncelikle topun nereye gideceğini görmek için beklemeniz lazım. Oyuncu, (kalecinin) elini uzatacağı yere değil kaygan zemine doğru vuruyor. Top düşmeyecek, yükselecek.

Top ilk olarak aşağı gidiyor, bu zaten kaleci için zor bir durum. Ardından zeminden sekince biraz daha hızlanıyor. Kalecinin buna bir reaksiyon vermesi gerek. Nihayetinde de topu çelmesi gerekiyor.

Topa müdahale etmek neyse de böylesine uzaklaştırmak... Aman Tanrım! Diyebileceğim tek şey Aman Tanrım!"



Zamanlamayı doğru yapmak ve topun arkasında sağlam bir bariyer oluşturmak yeterince zor. Top kaleye doğru giderken yön değiştirdiğinde ise sonsuz kat daha zor... Kalecinin odaklanmasının ve zamanlamasının en büyük öneme sahip olduğu anlar bu anlar. Mert'in kurtarışı yapmak için bu denli bir patlayıcı kuvvetle sıçraması da hiç kolay değil. Mert Günok'un kurtarışı yaptıktan sonraki coşkulu tepkisi ve Avusturyalı oyuncuların tepkileri, kurtarışın ihtişamı hakkında kelimelerden daha fazlasını söylüyor.

Kurtarışlar gollere çok benzer, çünkü anlamı ve ne zaman yapıldıkları, büyüklüklerini belirler. Mert'in Avusturya'ya karşı yaptığı kurtarış herhangi bir maçta yapılmış olsa, tarihe yazılmayacaktı. Maçın gerçekten son saniyesinde gerçekleşmiş olması ve bu kurtarışla Türkiye'nin çeyrek finale gitmesi, Baumgartner'a karşı yaptığı bu kurtarışı daha da özel kılıyor.


Kaynak: The Athletic / Metin Aktaşoğlu tarafından yerelleştirildi

Sizin İçin Seçtiklerimiz

Mashable'da Popüler